The Save Movement aktivistleri; Nilgün Engin, Aprajita Ashish, Hoshimi Sakai ve Maximillian Weiss 9 Kasım 2022 tarihinde COP27 İklim Zirvesi kapsamında, “Plant Based Treaty, Toprak Sürdürülebilirliği Antlaşması Talebinde bulunuyor” başlıklı bir basın toplantısı düzenledi.

Plant Based Treaty (PBT) kampanyacısı aktivistler, Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Konferansı’nda yaptıkları basın açıklamasıyla bir kez daha hayvancılığın ekosisteme verdiği zararlardan bahsederek bitkisel beslenmeye geçiş çağrısında bulundu.

‘Toprağı tüketmek yerine iyileştirmek’ için adımlar atılması gerekliliğine de vurgu yapan aktivistler, monokültüre dayalı tarımdan uzaklaşılmasının önemine dikkat çekti.

Yaşamdan Yana Derneği Yönetim Kurulu Başkanı ve Climate Save Movement Eş Direktörü Nilgün Engin’in açıklama metninin Türkçeye çevrilmiş hali ise şöyle:

“Bilimsel çalışmalar hayvan otlatmanın (mera hayvancılığının) geniş anlamda ekosisteme çok büyük ölçüde zarar verdiğini ortaya koymaya devam ediyor.

‘Rejeneratif’ olarak adlandırılan yöntemleri kullanmak bu konuda bir istisna teşkil etmiyor. Bir inceleme makalesi otlatılan hayvanlar kaldırıldığında neredeyse tüm hayvan gruplarının sayısı ve çeşitliliğinde artış olduğunu gösterdi.

Sığır otlatılan yerlerde daha az vahşi memeli, kuş, sürüngen ve böcek olduğu, hatta nehirlerde daha az balık olduğu görülmüştür.

Toprak sağlığını iyileştirmek için, beslenme alışkanlıklarımızda önemli bir değişim gerekiyor. Önde gelen bilim insanları ilk adım olarak et ve süt ürünlerinden uzaklaşmayı ve daha çok bitkisel gıda içeren bir diyete yönelmeyi öneriyor.

Toprak sağlığını sürekli bozan monokültüre dayalı tarımdan uzaklaşmak da çok önemli.

Yerel ekosistemleri aktif olarak geliştirecek onarıcı, yenileyici, sürdürülebilir üretim araçlarına ihtiyacımız var.

Toprağı tüketmek yerine iyileştirmek için birçok adım atılabilir. Tarımsal faaliyetlerde ürün çeşitliliğini artırıp ürün rotasyonu yapabiliriz. Bazı organik tarım yöntemlerini uygulayabilir, gıda ormanları bile oluşturabiliriz.

Sonuç olarak, tüm tarımsal faaliyetler için yaklaşımımızı, toprağı aktif olarak iyileştiren ve koruyan sürdürülebilir, onarıcı tarım türlerine doğru değiştirmemiz gerekiyor.

Bu yöntemler aynı zamanda yerel olarak yetiştirilen, besleyici ve dayanıklı yiyecekler sağlarlar. Et ve süt ürünleri gibi kaynağa aç gıda türlerine olan talebin azalmasıyla daha az arazi kullanarak sürdürülebilir bir şekilde daha fazla bitkisel gıda üretebiliriz.

‘Hayvancılığın; biyoçeşitlilik, arazi kullanımı ve çevre üzerindeki orantısız etkisi nedeniyle küresel beslenme alışkanlıklarının daha çok bitkisel gıda içeren diyetlere doğru değişmesi gerekiyor.’”

Chatham House, 2020

Türkçeleştiren: Nihal Berktaş

Add your comment